28 Haziran 2011 Salı

paşa gönlün bilir...



demek ki neymiş artık anneyle babaya gereksiz eziyet etmiyormuşuz

demek ki neymiş artık büyümüşüz ve başımızın çaresine bakmamız gerekiyormuş

demek ki neymiş canımız isterse kendi başımıza uyuyabilirmişiz

ve en önemlisi paşa gönlün isterse bir karış boyuna bakmadan istediğin her şeyi yaptırabiliyorsun ve 

yapıyorsun tıpkı ben iş yaparken mız mızlanıp sonrasında kendi başına uyuduğun gibi


ah bunlar olmasa çekilirmi bu dünya 

bu yastık daima halının ortasındadır yorulursak gelir yatarız,

sıkılırsak gelir yuvarlanırız

ve en sonunda uykumuz gelincede sessiz sedasız uyuyakalırız....

sevdim ben bu işi ayakta sallamaya son :)


bu arada herkese hayırlı kandiller arkadaşlar bol dualı bir gün olsun inşallah

27 Haziran 2011 Pazartesi

bu gün ne pişirsem


sabahtan beri ev temizliyorum çok yoruldum

tabi ara ara gelip gidip bloguma bakmayı da ihmal etmiyorum:)

ayy walla ölmek üzereyim bir ben mi bu konuda dertliyim

yoksa herkeste var mı bu sıkıntı

akşama ne pişirsem telaşı beni öldürecek gidip dolabı açıyorum onumu yapsam bunu mu yapsam

karar veremiyorum

kadınları yaşlandınran en büyük faktörün yemek olduğu doğru

ben bulamıyorum ne pişireceğimi ben mi sorunluyum sizde de var mı bu 

hele beni bir teselli edin yoksa tırlatacam

kaynana hakları evrensel beyannamesi....

çok eskiden aldığım ve zevkle bir solukta okuduğum kitaptan paylaşmak istediğim bir bölüm umarım beğenirsiniz...


tüm kaynanalar hür doğarlar,hür yaşarlar,gelinlerine ve damatlarına hür olarak eziyet edip,hür olarak ölürler...

kaynanalar daima haklıdır,haklı olmadığı durumlarda da kaynana yine haklıdır.haklı değilse,kaynananın sülalesinden biri mutlaka haklıdır.hatta kaynananın komşusu bile haklıdır ama gelin ya da damat haklı değildir.

kaynanlar gelin yada damatları arasında dil,din,ırk ayrımı yapmazlar.herkese eşit derecede işkence ederler.herkesin kafasını eşit derecede şişirmenin yanında istedikleri her şeyi yapma hakkına sahiptirler...

kaynanalar gelinin evini istedikleri gibi değiştirip,istedikleri dolabı karıştırıp,evin içindeki eşya dağılımını istedikleri gibi yapmakta serbesttirler.gelin yada damat buna karışma hakkına sahip olmadıkları gibi,kaynananın değiştirdiği hiçbir eşyanın yerini başka yere koyma hakkına sahip değillerdir...

kaynananın yaptığı yemek her zaman en güzeli,söylediği söz en doğrusudur.kesinlikle karşı çıkılmaz,ve her seferinde övgüyle bahsedilmelidir.

kaynananın düşünme,düşündüğünü açıkça ifade edebilme,gelini dövüp,damadı tartaklama özgürlüğü vardır,bu özgürlükler gelin ve damat için asla geçerli değildir.

kaynanaların belli bir düşünce ve amaç etrafında birleşip,örgütsel faaliyetlerde bulunmaları en doğal haklarıdır.gelini ve damadı sinirlendirme,düşmanın ailesini geri püskürtme,ev içi karıştırma hareketleri ve mikser görevi yapma,akraba içi tüm eylemleri gerçekleştirme hakkına sahiptir.

seyahat etme özgürlüğü bütün kaynanaların hakkıdır.seyahatleri sırasında istedikleri evde,gelin ya da damadının evinde aylarca kalıp,istedikleri yerde yatarlar.bu kaynanaların en doğal hakkıdır.ve hiç kimse tarafından engellenemez,eğer engellenirse,olacaklardan kaynana sorumlu değildir.

iş kurma,iş batırma ve kurulacak işler konusunda karar verme,şirketlere ortak olma hakları tüm kaynanalara aittir.kendilerinden habersiz yapılan yeni bir iş yeri kurma planı için tüm huysuzlukları yapabilir ve bu kararı ellerinden alınamaz...

kimin hangi evde oturacağı,ne zaman ve hangi şartlarda taşınacağı,evin oda ve tuvalet sayısının belirlenmesi kaynananın hakları arasındadır.

her kim olursa olsun,kaynanaya yan gözle bakmak,olumsuz birşey söylemek,onun hakkında bir karar vermek gibi haklara sahip değildir...

TÜMKAYDER(Tüm Kaynanalar Derneği)adı altında faaliyet gösteren bütün kaynanalar,hayatta istedikleri her şeyi yapmakta özgürdürler,bu özgürlükler başkalarının haklarının bittiği yerde başlamaz,tam aksine özellikle gelin ve damatların özgürlüklerini,kayınpederin özgürlüklerini ve bilimum mahlukatı içine alır...

not: şebnem güler karacan/kaynanamın hakları...


beğenenler beğendiğinize dair yorum bırakırsanız  devamı gelecektir...

mutlu hafta sonları diliyorum herkese....

23 Haziran 2011 Perşembe

ishal olduk...


bebeğim ishal oldu 3 gündür geçmiyor çok endişeleniyorum,

 allahım ne olur geçsin bir an önce dün doktora gittik

kaka tahlili istedi bizim ki hastanede yapmadı saatlerce bekledik 

yapmadı,eve geldik 2 bez değiştirdik öğleden sonra yine gittk yine yapmadı

eve gelince yine 2-3 bez battı babamızda işinden dolayı sürekli izin alamıyor,

 burdaki hastanenin doktorları çok ilgisiz bizde ortacaya özel hastaneye gidiyoruz

ve saatlerce beklememize rağmen yapmadı gelincede halsiz bir halde yattı 

uyanınca çok ağlıyor

sanırım sancıları var doktorda tahlil yapmadan müdahale etmek istemiyor salgın varmış

 zehirli ishal olabilir diyor,

lütfen bebeklerinize ve çocuklarınıza çok dikkat edin yediklerine içtiklerine 

özen gösterin...

biz nasıl oldu anlamadık ama denize gittiğimizde mikrop kaptı diyoruz

ama nedeni ne hala bilmiyoruz dualarınızı eksik etmeyin 

hiç bişey yemek istemiyor sabahtan beri sadece 1 muz yedi 

şimdide pirinç çorbası yaptım nette araştırdım bol limonlu iyi geliyormuş inşallah yer

hayırlı haberlerle dönmek dileğiyle....

not:arkadaşlar bu konuda bildiklerinizi ve duyduklarınızı lütfen paylaşın...

18 Haziran 2011 Cumartesi

hediyelerim.....


son zamanlarda sıcak havalardan mıdır nedir anlamadım insanın yazası gelmiyor dönem dönem pek çok 

arkadaşıma olan bir durum ama ben sevmiyorum bu dönemi,

ben yazmak istiyorum,herşeye rağmen yazmak....



neyse efenim gelelim postun özüne,gördüğünüz bu naçizane eşarplar

annemin bana memleket hatıraları....geçenlerde memlekete gitmişti ve gelirken

bana bu cicileri almış...


her ne kadar hepsi birbirine benzese de ben çok beğendim,

ben genellikle gri,pembe ve mor sever ve bu tonlar ağırlıklı giyerim,hepsi kağıt eşarp...incecik




bu arada bilen herkese sormak istediğim birşey var lütfen yardımınızı esirgemeyin

kendime kap almak istiyorum ama bedenime göre bulamıyorum hepsi 38 bedenden başlıyor....

ben 36 bile değilim sizce ne yapmalıyım beğendiğim bütün tunikler içimde kaldı




bu modeli beğendim ama olmuyor olmuyor olmuyor

offf bu konudan anlayan varsa yardım etsin...

15 Haziran 2011 Çarşamba

deniz keyfi....

hafta sonu  ilk defa oğluşu denize götürdük aslında pekde ilk sayılmaz ama 

yinede ilk...

geçen yıl kırkımız çıktıktan  sonra gitmiştik o ufacık haliyle nasıl ağlamıştı...




bu yılda ilk defa girmesine rağmen hiç ağlamadı sanki hergün denizdeymişcesine oynadı durdu 

havada harikaydı tam deniz havasıydı....deniz kenarıda öyle esiyorduki insan hiç eve gelmek istemiyor...



ben tabi ki kenarda oturup onları izlemekle yetindim azıcık ayaklarımı soktum ama sonra vazgeçtim 

her yerde mercan ve kestane olunca insan tırsıyor zaten ayakkabısız

 yada terliksiz göcek koylarında girmek 

pek mümkün değil


oturduğum yerden onları böyle seyrettim baba oğul eğlendi ben manzaraya bakıp,

 iç çektim yüzmeyi de unuttum artık

çok açılamıyordum ama ayağımın değmediği yerlerde yüzebiliyordum

tabi eskidendi çok eskiden...


onlar eğlene dursun bende paşa gönlümü kırıntılarımla kandırdım

sevdiğim herşey var, tabi kolada var, o elimde....:)


ve tadını havaalanında çalışırken merak ettiğim iki lezzet...

  o  zamanlar yasaktı bize alamıyorduk az turistlere 


bakıp iç geçirmedik ay ne günlerdi yaaa tabi dışarda buluncada hemen aldım

ben bounty i beğendim cocostarın yoğun tatlısı 

milkwayde metroya benziyor ben sevmedim....

bizim hafta sonumuz böyle geçti umarım herkesinkide böyle şen geçmiştir....

13 Haziran 2011 Pazartesi

takıntılımıyım neyim?


son zamanlarda o blog bu blog derken biraz karışıklık oldu burdayız böyle dewam ediyoruz

ve gelelim resimlere dün dikkatimi çekti sanırım biraz takıntılıyım aslında iyiden takıntılı bir insanım

ama bu terlikleri görünce dahada hak verdim kendime 

her hafta pazara gittiğimde kendimi ödüllendirip bir tane terlik alıyorum

ve son 3 haftada yaptığım terlik koleksiyonum karşınızda...


bu tarz terliklere eski model gözüyle bakanlar olabilir ama bende ''moda üzerinize yakışandır'' sözüne

 inananlardanım....

yani aaa bu moda herkes bunu giyiyor bende bundan alıyım gibi bir takıntım yok bakarım içime siniyorsa alırım

ve dahada ötesi görüldüğü gibi kıtlık günlerini düşünerek depolarım...

ben beğendim valla hepside ayrı şık

inanmıyorsanız ayağımdaki resimlere bakın...   :)



bu arada fiyatlarını söyleyim çaktırmadan ilk sıradaki 10 tl diğer ikisi 7,5 tl                                                                                                                                                                                                                                                                            

aslına bakarsanız geçen sene dalamana panayır kurulmuştu ben henüz doğum yapmamıştım ve kendime yine bu tarz modeli farklı bir terlik aldım ama çok rahattı yani doğuma gidene kadar hep giydim doğumdan sonra evimde kuzenleriminde olduğu bir gün,dışarı çıkmak için kapıyı açtığımızda iki kuzenimin ve benim terliklerimizin yerinde yeller esiyordu apartmana hırsız girmiş yada ihtiyacı olan mı diyelim bilmiyorum demekki hoşuna gitmiş ne diyelim hayırlısı olsun benimde içimde kalmıştı 1 ay giymeden terliğim gitti diye bu sene koleksiyon yapıyorum,bu hafta başka modelini getirecekler yine alıcam la la la la laaaaaaaaaaaaaaaaaaaa


hadi buda benden olsun




sevgiler

12 Haziran 2011 Pazar

bakmak ve görmek



Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezinirken

yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa :

- Buraların yabancısıyım...
Parkın hemen yanıbaşındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler...?


Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra :
- Ben de buraya ilk defa geliyorum demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde.

Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş.

Çocuk:
- Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş.
Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.

- İyi ama, demiş adam, bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği nerden
biliyorsun?

- Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atılmış çocuk.
Üstelik, manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız,
fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız.

Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, teşekkür etmek için döndüğünde farketmiş çocuğun kör olduğunu.

Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış, adamın kendisini farkettiğini...


Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken:
- Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim, demiş, görmeyi o kadar çok özledim ki.
Sizinkiler sağlam öyle değil mi?


Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken:
- Artık emin değilim, demiş. Emin olduğum tek şey, senin benden iyi gördüğündür.


              -Gösterdim... gördü anlamına gelmez
             
             - Söyledim... duydu anlamına gelmez


             - Duydu... doğru anladı anlamına gelmez


             - Anladı... hak verdi anlamına gelmez


             - Hak verdi... inandı anlamına gelmez

             - İnandı... uyguladı anlamına gelmez

             - Uyguladı... sürdürecek anlamına gelmez...

11 Haziran 2011 Cumartesi

dinlediğim en güzel parçalardan



uzun zamandır dinlediğim en güzel şarkılardan biri,




nedendir bilmiyorum ama son zamanlarda tarzım olmayan şarkılar dinlemeye başladım




eskiden sadece özgün müzik dinlerdim




şimdilerde powertürkte çıksada dinlesem dediğim şarkılardan....




hakkını vermek lazım ki,gripin hem iyi bir çıkış yaptı hemde gerçekten güzel işlere imza atıyorlar...




zaten kral müzik ödüllerini de aldılar valla tebrik ediyorum




bayıldım resmen bu şarkıya....


mutlu cumartesiler herkese...

8 Haziran 2011 Çarşamba

ANNE OLUNCA HAYATINIZDA OLAN 24 DEĞİŞİKLİK :)



Acaba anne olunca insanın hayatınızda neler değişiyor? Şüphesiz ki cevabınız ”çok şey” olacaktır. İşte, bu ”çokları” maddelendirildi veee o uzun liste ;)

1) Artık çiçek koklamamaya başlarsınız. Bunun yerine bebeğinizi koklamaya başlarsınız,



2) Hiçbir şeyden korkmadığınızı düşündüğünüz anda yepyeni korkuların sahibi olmaya başlarsınız,


3) Nihayet kendi vücudunuza saygı göstermeye başlarsınız,


4) Anne-babanıza daha fazla saygı göstermeye başlarsınız,


5) Bebeğinizin ağrılarının, sizin kendi ağrılarınızdan daha yaralayıcı olduğunu hissedersiniz,


6) Kalbinizin daha kolay kırıldığını görmeye başlarsınız,


7) Hayatınızın yeni anlamını günde ”bir milyon kez” düşündüğünüz olur,


8 ) Her yeni günün size yeni bir sürpriz getirebileceğini görürsünüz,


9) Aynaya bakarken kendinize değil de, kucağınızdaki mucizeye baktığınızı farkedersiniz,


10) Sabahın erken saatleri olduğunu da keşfedersiniz(!),


11) İşlere nasıl yetiştiğinize kendiniz dahi şaşırıp kalırsınız,


12) Cumartesi akşamı saat 21.00′de de uykuya dalınabileceğini öğrenirsiniz,


13) İşlerinizi saate göre değil, bebeğinizin programına göre ayarlamaya başlarsınız,


14) İşe geç kalacağınızı bilseniz de küçücük bir öpücük için zaman harcarsınız,


15) Dünyayı değiştirme istekliliğinizdeki güce, inanamazsınız,


16) Göğüslerinizin asıl anlamının ne olduğunu en sonunda anlarsınız,


17) Çocuğunuza baktıkça ”ne büyük iş başarıyorum, Allahım” diye haykırmak istersiniz,


18) Bebeğinize daha iyi bakmak için kendinize daha iyi baktığınızı görürsünüz (Emziren annelerin kocaman bir helva tabakasını mideye bir seferde indirmeleri gibi!)


19) Sorumluluklarınızın artışına şaşırırsınız,


20) Günlerce uykusuz da yaşayabildiğinizi öğrenirsiniz,


21) Her şeye bir de çocukların gözüyle bakmaya başlarsınız, örneğin balonların ne kadar eğlenceli olabileceğini yeniden anlarsınız


22) Çocuğunuz, göğsünüzde uyuyunca çift değil, tek bir yürek sesi duyarsınız,


23) İçgüdünün ne olduğunu anlarsınız,


24) Sevginin aslında sınırı olmadığını öğrenirsiniz..

7 Haziran 2011 Salı

geç kalmış doğum günü postu

not: bol resimli bir post (umarım sıkılmazsınız)


1 haziran bizim doğum günümüzdü,
aslında hiç doğum günü falan yapmak istemedim ''benim için angaryadan başka bişey değil'' diye düşündüm
zaten burdaki  pastayı yapmıştım, kendi aramızda kutlamıştık (en kısa zamanda onuda paylaşıcam)
tekrarınada gerek yok  derken eşim çocukları çağırıp yeniden yapalım diyince böyle bir doğum günümüz oldu


şeker hamurundan yaptığım kurabiyeler... çoğu şeker hamurlu kalanı sade ve en çok beğenilen ilgi gören bu oldu sanırım çocukların daha önce görmedikleri bişeydi ve tarzıylada fark yarattı çubuklu mubuklu...


güzel olunca çift çift koydum resimleri  :)


bunlarda muffinlerim pek istediğim gibi olmadı ama çikolata sosla süsleyince bişeye benzediler:)


yaş pastayı yakından çekmeyi unutmuşum ama uzaktanda gayet güzel görünüyorlar


ve işte furkan mertin doğum gününü kutlamaya gelen abiler birde ablamız var




oğluşumun paspallığına bakmayın yeni uyanmıştı bende müdahale etmedim,bu arada babayla mum üflüyoruz

ve işte şaşkınlıktan sağa sola bakan oğluş''acaba ne oluyor'' diye sürekli bakındı durdu garibim


işte böyle bir doğum günümüz oldu maksat adet yerini bulsun...

son zamanlarda hiç yazasım yok nedenini bilmiyorum bloga her gün bakıyorum ama yazasım yok 

dolunaycım beni en iyi sen anlarsın:) bu arada yokluğumu fark ettiğin içinde ayrıca teşekkürler