30 Nisan 2011 Cumartesi

sanırım artık yok


geçen yıl avonun bu farını almıştım ve çok memnun kaldım,özellikle mor tonlarını almıştım keşke farklı tonlarınıda alsaymışım çok güzeldi,akşam avon katoloğuna baktım yok nasıl üzüldüm anlatamam keşke olsaydı şöyle gri siyah tonları nasıl makbule geçerdi,kalıcığı zaten harika...artık elimdekiyle yetinicez mutlu hafta sonları diliyorum herkese

29 Nisan 2011 Cuma

çalışan kazanır elması kızarır...


çok saçma bi başlık oldu sanki ama olsun hoşuma gitti bu laf geçenlerde duydum hoşuma gitti,

ewet sevgili blogcum resimdende anlaşıldığı gibi bugün evi temizleyim diyorum

tabi sadece diyorum bakalım ne kadar başarılı olabilicem,

birde öğlene yemek telaşımız var

ayy şu bloglarda çeşit çeşit yemekler yapıyorlar ya nasıl özeniyorum


nasıl iç geçiriyorum anlatamam,

biz sadece et yiyen hatta etten başka bir besin bilmeyen bir aileyiz

(ben böyle değildim sonradan oldum)

çok fazla yemek çeşiti bilmemekte kötü...


benim sevgili oğluşum yapıştı yine bacağıma onsuz bir işe kalkışmak haram
bu arada dün pazardan havuç aldım rende yapıp dolaba koycam yazın yoğurtlu çok güzel oluyor

başka neler yapılır yaz için yada pratik bişşiler ortaya koymak için...

fikri olanlar yazsın bekliyorum

ben kaçar

28 Nisan 2011 Perşembe

oğlumla hayat

bu gün perşembe

bizim pazar günümüz

oğluşu arabasına koyup pazara gidicez

inşallah öğleden sonra hava açar

bu arada blogcum oğlum artık

bir yerlere tutunup ayağa kalkabiliyor

mutlu bir haber daha dişimiz çıkıyor

bir fotoğraf makinam olsaydı paylaşırdım(umarım ilgililer mesajı almıştır)

sanki daha da tatlı oldu bu çocuk

bazen canımın içine koyasım geliyor

karnımdayken daha güzeldi sanki

şimdi herkes görüyor seviyor

sadece ben sevsem diyorum bazen

çok tatlı kıyamıyorum sevmeye bakmaya

bide huzursuz olmasa

onunla hayat başka güzel


26 Nisan 2011 Salı

anne...


acaba hangi resmi koysam diye bakınırken dosyalara,
aklıma çocukluğumda söylediğim bir şarkı geldi

hastayım hasta çorbası tasta... diye devam ediyordu

eweeeet lafın kısası biz yine hastayız tada

sanırım okuyan blog arkadaşlarım ''ayy hiç şaşırmadık'' dediğinizi duyar gibiyim

2 gündür burnumuz ağzımıza karıştı,
ağzımız yerlere aktı

sanırım ben bu işi beceremedim

oğluma iyi bir anne olamadım

15 gün geçmiyor hasta oluyoruz,,

oğluşum burdan sana sesleniyorum kuzum

ilerde birgün bu satırları okursan anneni affet aslan parçam

(bide aklın erince oku,yorum kat emi paşam tabi baba olduğunn zaman okursan daha hisli olur belki hakkını helal edersin sana kızdığım günleri o depresif anları daha iyi anlarsın)

hatta bak bunuda dinle




19 Nisan 2011 Salı

biri bana yardım etsin


ağlayarak bişey yaptırmak istemesine sinir oluyorum

gözünde yaş yok ama sanarsınız ki kuyruğundan tutmuşlar

tepine tepine ağlıyor ve ben böyle devam etsin istemiyorum

hayatım boyunca ağlayarak ebeveynini yöneten çocuklara sinir oldum,kızdım,kızdım,kızdım

ve şuanda aynı duruma maruz kalıyorum

ben böyle olsun is-te-mi-yo-rum

dizime yapışıp aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa diye bağıran bi canavar istemiyorum hayatımda

biri bana yardım etsinn

az kaldı kafayı yicem

12 Nisan 2011 Salı

depresifmiyim neyim???

blogumu özlüyorum ama yazasım gelmiyor
iş çok ama yapacak adam yok
bi kederli bi derbederim bu aralar
sıkıntıdan patlamak üzereyim
şöyle uzaktan bakınca vurdum duymaz insanlara bayılıyorum
bakıp bakıp iç geçiriyorum
keşke diyorum bende böyle olsam takmasam kafaya
sıkmasam canımı
farkettimde hayatımda bu aralar ne kadar çok keşke var
yorgunluk bunalım bende son zamanlar
minik kedimle bile ilgilenemiyorum doğru düzgün,
içim sızlıyor ama yapamıyorum
şöyle bir silkelensem kendime gelsem

ben böyle değildim yaaa ne oluyor bana
nasıl kıpır kıpır
nasıl hareketli espirili bişeydim


neyse blogcum seninde kafanı şişirmeyim
bu yüzükleri 1 ay önce yapmıştım belki daha fazla oldu hatırlamıyorum önce bloguma etkinlik olarak koydum sonra katılım olmayınca vazgeçtim çok hoşuma gidiyorlar her rengini yapıp takasım var hayırlısı bakalım

2 Nisan 2011 Cumartesi

şükür kavuşturana


nasıl özlemişim blogumu anlatamam,uzun zamandır gelen giden bloguna yeni bişeyler eklyen arkadaşlarım yoktu bende yazmak istemiyordum ama hergün kontrol ediyordum acaba yeni post yazan arkadaşlarım varmı diye her neyse geride kaldı kötü günler:)

yazacak paylaşacak çok şey birikti yavaş yavaş paylaşıcam artık öncelikle sevgili oğluşumdan bahsetmek istiyorum,furkan mert her geçen gün biraz daha büyüyor her ne kadar bu hıza anlam veremesemde resimlerden anlaşılıyor vakit ne kadarda hızlı geçiyor....

11, ayımızda olmamıza rağmen hala dişimiz yok:)) ama yaramazlıkta fazlasıyla öndeyiz elimiz ayağımız kıpır kıpır,her yemek anne ve babanın burnundan başarıyla getiriliyor ama en güzel şey uykumuz düzene girdi(nazar değmesin....)ağzımız dolu laf hele 2 gündür tamamen kendimizi kaybetmiş durumda hiç durmadan konuşuyoruz şarkılara bile eşlik ediyoruz...

çocuk büyütmek,yeni hayatı şekillendirmek ne kadar zor olsa da en güzeli bunlara tanıklık edip ilk öğrenilenlere şahit olmak...

hele o sokulmalar yok mu insanın canını çıkarıp avuçlarına bırakası geliyor o kadar yani:)


resimdeki bu anlamsız şeyde ne demeyin sakın o benim 2 yıl önce bin bir emek verip tüylü iple ördüğüm banyo paspaslarından eski evimde takımım vardı ve bunu kullanma fırsatı bulamadım ama burda her yer boylu boyunca açık ve beton:(bende yatak odamda değerlendirdim bunu....
yeşil aşkı burda da doruklardan el sallıyor yine nedense çok sever oldum son yıllarda yeşili artık mutfağa ne alsam illaki yeşil oluyor:)

neyse ben kaçar paşa uyandı yemek vakti en kısa zamanda yeni postlarla görüşürüz blogcum