27 Mart 2010 Cumartesi

oğluşuma....





bu kadar anlamlı ve dokunaklı olduğunu yeni anladım...tekrar paylaşıyorum

canım anneciğim;
seni çok özledim.aylardır karnından çıkmayı bekliyorum.öyle yalnız hissettiğim anlar oldu ki,seni tekmeledim,benimle konuşmanı istedim,en azından sıcacık elini karnında gezdir de beni sevdiğini hissedeyim istedim,şöyle bir geriye uzanıp kitap okurken bir yandanda meyve yediğinde ara sıra okşamıyor musun karnını,bayılıyorum.çırpınıyorum içinde biraz daha sev diye.dışarı çıkıpellerinin arasında olmayı ne de çok istiyorum o anlarda.bazen sen babamla sarmaş dolaş uyurken onun elleri de sarıyor beni,hoşuma gidiyor ama seninkiler kadar değil.senin ellerin bambaşka anneciğim.seni en derin uykundan uyandırıp bir bardak süt içmeni sağlamak için tekmelememe sebep olacak kadar tatlı,yumuşacık ellerini özledim.

ya sen? benim yumuk yumuk minicik ellerimi özlemedinmi?
bir türlü açmadığım yumruğumu yavaşça açarak parmaklarımı tek tek öpmeyi istemez misin?sütle dolu memeni bir yandan emerken,diğer yandan küçücük elimle bastırsam...''bu meme,bu sütler benim,başka kedilere asla vermem,''der gibisıkıca tutsam,istemez misin?

anneciğim, seni çok özledim.buradan duyuyorum,herkes senin gözlerinin ne kadar güzel olduğunu söylüyor.kıskanıyorum. burası öyle karanlık ki,ışığın ne demek olduğunu bir an önce öğrenmek istiyorum.ama dünyaya ilk baktığımda ışıktan önce senin gözlerini görmek isterim.söylediklerini ilk başlarda anlamayacağımı düşünüyorsun.ama ben gözlerinin beni hep,her zaman ve her şeyden koruyacağını söylemesini isterim.inan,anlarım.beni en çok sevenin sen olacağını,her an yanımda ve destek olacağını,her an yanımda ve destek olacağını hissettiren en güzel şey olan gözlerini özledim.

ya sen?sana ilk baktığımda içini eriteceğini ikimizinde bildiği gözlerimi bir an önce görmek için sabırsızlanmıyor musun?uyuyup uyandığımda önce seni arayacak olan,seni görmediğinde yaşarıp çeşme gibi akacak olan gözlerimi merak etmiyor musun?her geçen gün gürleşecek olan kirpiklerimin altından sana doğru''Bni dünyana getirdiğin için,beslediğin ve hep yanımda olduğun kimselere bırakmadığın için teşekkür ederim,'' diyen gözlerle sana baksam,istemez misin?

seni çok özledim,anneciğim bazen bana şarkılar söylüyorsun,sesin öyle tatlı geliyorki buraya.yalnız olduğumu bile unutturuyorsun bazen.o güzel sesinin bana,sadece bana söyleceği ninnileri duymayı iple çekiyorum.bazı şarkıları bana özel hale getirerek söyleyeceğin,duymaktan hoşlandığımı anladığında tekrar tekrar söylemekten zevk alacağın günler bir an önce gelse...karnım ağrıdığında,içim bulandığında,aşı olduğumda canım yanarken bana tüm bunların geçeceğini söyleyen,inandıran ve rahatlatan sesini özledim.

ya sen? ilk kahkahamı duymak için oramı buramı gıdıkladığında çıkaracağım sesleri,aguları,çığlıkları özlemedinmi?biliyorum,altım kirli olduğunda,acıktığumda,gazım canımı çok yaktığında karnım ağrırken çıkardığım sesler seni çok üzecek,hatta ilk günler belki uyumana bile izin vermeyeceğim.ama sen tüm bunların sana ilk kez anne diyeceğim güne kadar çoktan unutulacak şeyler olduğunu biliyorsun.peki o gün geldiğinde söyleyeceğim ilk ''anne''yi özlemedinmi?

anneciğim,benimle ilgili hayaller kuruyor musun?beni en güzel yataklarda yatırmak,en cici giysileri giydirmek,en şeker oyuncakları almak gibi hayallerden bahsetmiyorum.mesela,karnındaki resmimi çeken doktor gibi bir doktor ya da avukat,subay filan olmamı isteyip hayallere dalıyormusun?üniformalı,cüppeli yada önlüklü bi resmimi,ultrason resmimin olduğu çerçevenin yanında bir başka çerçeveye bakarak''işte bu benim oğlum'' deyip gururlanmayı filan hayal ediyormusun?evlendiğimi,çoçuklarımın olduğunu...

hayallerini gerçekleştirmek için söz veriyorum anne.

peki,ya seni hayal kırıklığına uğratacak bir şey yaparsam?
ayakkabılarımı bağlamayı bir türlü beceremezsem örneğin ya da matematiğe aklım yatmazsa hiç...oyun oynarken akşam olduğunu anlayamaz,hep geç kalırsam eve...kola içmeden köftelerimi bitirmezsem inat edip,ya senin hiç hoşlanmadığın o kızla evcilik oynamayı istersem hep...evleniverirsem bir gün pat diye hiç habersiz,ya da yurt dışında okumak için ısrar eder,senden uzaklaşmaya kalkarsam...çok üzülürsün değil mi?

seni hayal kırıklığına uğratıp üzmemek için çok uğraşacağıma söz veriyorum,anne.

beni ne olursa olsun sevcek misin anne?
her tülü kötü şeyden koruyabilecek misin?
yanında olmadığım zamanlarda nasıl davranmam gerektiğini öğretebilecek misin?

beni koruyamadığın kadar büyük tehlikelerin neler olduğunu öğretip kendi kendimi koruyabilmem için hazırlayacak mısın?

senden daha çok sevebilecek kimseyi bulamayacağım halde,beni sevecek ve anlayacak birini nasıl aramam gerektiğini anlatacak mısın?

bana yapacaklarım,yapamayacaklarım ve yapmak istediklerim konusunda sonsuz destek verecek misin?

kimsenin inanıp arkamda olmayacağı fikirlerim olsa bile,sen bana inanıp istediğim her şeyi yapabileceğime beni inandırabilecek misin?

saklanmak istediğimde,kimseyi görmek istemediğimde,uzaklaşıp kendimi dinlemek istediğimde yanına sığınmak istediğim tek liman olabilecek misin?

anne,beni ne olursa olsun sevebilecek misin?

ben mi?

ben seni hep seveceğime söz veriyorum,anne!



cem özer...

18 Mart 2010 Perşembe

tüllü taç....


uzun zaman önce yaptığım ama yine yayınlamaya fırsat bulamadığım taçlardan

duruşu şık bi model oldu,seviyorum kurdelelerle oynamayı ama bakalım doğumdan sonra bebiş ne kadar izin verecek...



bu arada 27 hafta 5 günlük oldu doğumada az kaldı,yavaş yavaş hazırlık yapıyoruz tatlı heyacanlar,içinizde bi canlı tekmelerle ben burdayım diyor,acaba kime benzeyecek babayamı,bana mı?
çok merak ediyorum valla,inşallah çok ağlayan mız mız bebeklerden olmaz(böyle diyorum ya kesin öyle olur) hayırlısı olsun artık atsan atılmaz satsan satılmaz hesabı:))

herkese kucak dolusu sevgiler yolluyorum

bu arada taçları yada blogumdaki herhangi bir ürünü beğenen olursa keyifle sipariş alınır...

hoşçakalın...

24 Şubat 2010 Çarşamba

taşlı broş



herkese merhabalar

yaptığım ve paylaşmak istediğim o kadar çok şey varki çoğunu resimyemedim,çoğunu resimledim yayınlanmak için sıra bekliyor...
ama kısmet oldukça sırayla inşallah hepsini yayınlıcam:))






hayat öyle hızlı akıyorki inanın günler nasıl geçiyor fark edemiyorum,bazen sıkıntıdan kendimi kurdelelere veriyorum bazen de geçip tv karşısında saatlerce ağzımı ayırıyorum ama oturup düşündüğüm zaman boşa geçen zamana çok üzülüyorum:(

2 gündür de harıl harıl misafir ağırlıyorum önceki gün komşular vardı pasta börek derken aldı başını gitti ev,bi curcuna bi hengame mi derler ne derlse artık ondan dünde eşimin çalıştığı yerdeki arkadaşlarının hanımları vardı muhabet ederken akşamı ettik dün daha çok keyif aldım biz bizeydik yani ama onlar gittikten sonra kendimi bi hışımla attım koltuğa,dahada kalmadım zaten bu aralar hamileliktenmidir nedir sıkıntılı günler yaşıyorum bu arda 23. haftamızdayız çoğu gitti azı kaldı her geçen gün daha da bunalıyorum hem doğum korkusu hem karnımın büyümesi beni çok zorluyor...
yaklaşık 10 gündür de dilimde bir yara çıktı allahım ne yemek yiyebiliyorum ne yutkunabiliyorum can çekişiyorum artık ölümün kapımda olduğunun resmidir bu yara neler yaptık hamileyim diye ilaçta kullanamıyorum allahım yardım ette geçsin şu yara...

ayyy ne dertliymişim dokunsalar ağlıcam valla neyse benden bu kadar sevgiyle kalın

20 Şubat 2010 Cumartesi

beyaz gül.....

artık bu işin iyice ustası oldum diyebilirim,çünkü her geçen gül el yatkınlığım daha da artıyor ee haliyle bende mutlu oluyorum....
uzun zamandır (ki blogumu takip edenler bilir) bişeyler yapmaya çalışırım kendi başıma ve her nedense bir türlü bunları satmaya fırsat bulamıyorum...






yanlış anlaşılmasın paragöz biri değilim ama yapılanlar değerlenince daha çok istek oluyor insanın içinde en azından bende böyle.... okul yıllarımda çok yapmıştım bu işi ordan biliyorum:)

her neyse çıktık bir yola, hak sonumuzu hayır getire....





bu broşu almak isterseniz hüliçarşı(2)den bakabilirsiniz...

sevgiyle kalın...

18 Şubat 2010 Perşembe

sedefli broş

zevkle yaptığımve yaparkende kendime inanamadığım 'vay be ben neymişim'dediğim broşlarımdan birisi




ortasındaki sedef görünümlü düğmeyide kendimi alış verişe kaptırdığım yağmurlu bir günde keşfettim....:)




ben çok beğendim umarım sizlerde beğenirsiniz almak için
hüli çarşı (2)
'ye zıplayabilirsiniz




sevgiler herkese

SATIYORUM

herkese merhaba bilmiyorum oralarda beni takip eden birileri varmı ?:)

görüşmeyeli neler yaptım neler bi çok şeyle döndüm aranıza

ve yaptıklarımı artık hüli çarşı(2)den

satıyorum....

aslına bakarsanız uzun zamandır planladığım bişeydi ama vakit yetmezliği beni engellidi,gezdiğim bloklar çok fikir verdi bu konuda ve bende yeni blok oluşturup yaptıklarımı satmaya karar verdim alıcılara duyrulur

29 Ocak 2010 Cuma

tüylü ipten deterjanlık....

herkese merhaba....

inanın öyle sıkıldım ki,yaptığım ve elimde biriken o kadar çok şey varki paylaşmak istediğim ama evimde net olmadığı için olmuyor işte...
neyse bizde böyle idare edicez artık

bu yeni yaptığım deterjan kutum çok pratik üstelik yapımıda çok kolay hem evdeki yoğurt kovasını değerlendirmiş oluyorsunuz hemde ihtiyaç gideriliyor

















yapım aşamasını merak eden arkadaşlar olursa onlar için aşamaları fotoğraflayıp paylaşabilirim....














bu arada dün oğluşumu görmeye gittik doktor amcaya öyle şirin öyle sevimli ki, hiç durmadan tekmeler atıyor ben burdayım dercesine....

4 ayımız kaldı gelişine....çok tuhaf bi duygu anne olmak,anne olmaya kendini hazırlamak,en zoruda sanırım annemi anlamak...